banem
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

banem

GENÇLİK PORTALI
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» fenerbahçe-partizan canlı yayın sadece bizde!!!!
polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Icon_minitimeCuma Ağus. 22, 2008 5:45 am tarafından Admin

» fenerbahçe-partizan canlı yayın sadece bizde!!!!
polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Icon_minitimeCuma Ağus. 22, 2008 5:32 am tarafından Admin

» ADMİN ARANIYOR
polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Icon_minitimeÇarş. Ağus. 06, 2008 6:36 pm tarafından Admin

» BANEM nedir?bileniniz varmı
polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Icon_minitimeÇarş. Ağus. 06, 2008 1:57 am tarafından Admin

» polonya nasıl bi memleket?işte cevabı:
polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Icon_minitimeÇarş. Ağus. 06, 2008 1:39 am tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar

 

 polonya nasıl bi memleket?işte cevabı:

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 6
Kayıt tarihi : 15/07/08

polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Empty
MesajKonu: polonya nasıl bi memleket?işte cevabı:   polonya nasıl bi memleket?işte cevabı: Icon_minitimeÇarş. Ağus. 06, 2008 1:39 am

POLONYA, POLONYA HALKI VE POLONYA DİLİ
Lehistan, Lehler ve Lehçe (Mart 2005)

(Polonya’yla ilgili anı ve gözlemlerime yeni ilaveler yaptım; yenileri bu metnin en altında bulabilirsiniz...)

Burası mavi gözlü, güzel insanların ülkesi. 2003-Mart'tan beri Varşova’da yaşıyoruz. Şimdiye kadar ki izlenimlerim ne mi? Bir kere çok güzel bir ülke, ayrıca insanlarını ben çok seviyorum buranın. Diğer Avrupa ülkelerinin birçoğunda olan, bizim gibi ülkelerin insanlarına tepeden, kendini beğenmiş bakış yok burda. İnsanlar, mütavazi, alçak gönüllü, son derece yardımsever. Eğitim düzeyi çok yüksek. Tarihlerinde, özellikle 2. dünya savaşında ıstırap çekmiş insanlar var burda, bir de şimdilerde % 20’lere varan işsizlik, sanki insanların yüz ifadelerine yansıyor.

Dümdüz bir ülke; sadece aşağıda, sınırlarda dağlar var; bütün ülke sanki tek bir şehir gibi: yerleşim hiç bitmiyor. Büyük, son derece estetik olarak güzel evler her tarafa yayılmış durumda. Özellikle ilkbahar-yaz geldi mi, bütün evlerin pencereleri, balkonları, bahçeleri çok güzel çiçeklendiriliyor. Ah bir de burdaki mezarlıkları mutlaka görmelisiniz. Çok dindar bir halk, ama asıl önemlisi aile bağları, bizim gibi, çok güçlü. Her hafta sonu mutlaka mezarlıklardaki yakınlarını ziyaret ediyorlar: nasıl bir görüntü biliyor musunuz, kışın karlı havalarda bile bu böyle: bütün mezarlarda muhteşem çiçekler dolu. Buraya turist olarak gelenler, mezarlıkların mutlaka resmini çekiyorlar. Ben gittiğim hiç bir ülkede böyle bir şey görmedim.

Buranın nüfusu 38 milyon civarında. En büyük şehirleri Varşova ve Krakov, ama dünyadaki 3.büyük Polonya şehrinin neresi olduğunu biliyor musunuz? Cevap: Şikago!

Turist olarak buraya gelirseniz mutlaka şu şehirlerini ziyaret edin: Varşova, Krakov, Kazimierz Dolny, Gdansk, Torun, Poznan ve Bingöller Bölgesi olarak da adlandırılan Büyük Mazuri Gölleri. En iyi mevsim Haziran-Eylül arası ama Ekimde de muhteşem oluyor her taraf; eğer sonbaharın renklerini seviyorsanız.

Polonya’nın yemekleri nasıl derseniz: bizim mantıya benzeyen “pierogi” çok meşhur: patateslisi, lahanalısı, vb çok değişik iç malzemesiyle yapılıyor. Polonyalılar çok iyi kaz ve ördek pişiriyorlar ama en güzeli kek ve pastaları. Benim burdaki yemeklerle ilgili sevmediğim şey, tuzlu ve şekerli yanyana olması; örneğin çok muhteşem kaz pişiriyorlar, ama yanında reçel-marmelat benzeri bir tatlı meyveli sos oluyor. Bize de bu sosu ayırıp, yemeğe öyle başlamak düşüyor.

Burda beni ençok etkileyen şey, II. Dünya Savaşı’nda Varşova, Gdansk gibi şehirleri “tamamen, yerle bir olmuş, yıkılmış”, ama savaştan sonra, bakkallara bile kumbara koyarak, kendi aralarında para toplayıp, bütün bu yıkılan şehirleri eskisinin aynısı olarak yeniden inşa etmişler!

Söylemeden geçemeyeceğim ve keşke Türkiye’de de böyle olsa diyeceğim bir uygulama da Varşova’daki sokaklardaki bina numaralarının verildiği tabelalar: bir kere binanın numarası sokaktan arabayla geçerken görülebiliyor; yani numara yeteri kadar büyük yazılmış. Ayrıca numarayla aynı tabelada hem semti hem de sokağın adını, hem de ne tarafa doğru gidersen numaranın arttını görebiliyorsun; adres bulmak çok kolay, kaybolmana hiç imkan yok yani...

Buraya geldiğimde Lehçe öğrenmek için önce bir dil okuluna kursa gittim. Şimdi de evde kızımla birlikte, Türkçe bilen bir Polonyalı’dan Lehçe öğreniyoruz. Ewa, Türkçe biliyor, çünkü Varşova Üniversitesi’nin Türk dili bölümünden mezun. Lehçe, Çekçe, Slovakça, Rusca gibi diller aynı kökenli; slav dili. Hatta eğer yavaş konuşurlarsa bir Slovak, Çek ve Polonyalı birbirini anlayabiliyor. Ben İngilizce ve Fransızca da konuşabilen biriyim; şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Lehçe gördüğüm en zor dil! Latin alfabesi kullanıyorlar, burası iyi. Ama kelimeleri erkek-dişi-nötr olarak ayırmışlar; tamam bu da iyi, Fransızcada da aynı ayrım (nötr hariç) var; ama bu ayrım, bütün sıfatları, fiillerin çekimini, ismin hallerini, herşeyi etkiliyor ve üstüne üstlük sürekli olarak her kuralın bir sürü de istisnası var. Hatta burdaki bir Alman arkadaşıma göre “kural yok, her şey istisna!” Fiillerin çekimleri ise ayrı zor; örneğin mastar hali (-mek, -mak hali) eylemi o an, yani bir kere mi yaptığına yoksa geniş zaman olarak mı yaptığına göre değişiyor: yani bütün fiillerin mastar halleri için hafızamızda Türkçedekinin x 2-keresi kadar bellek ayırmamız gerek! Fakat kızımla karar verdik: “birileri bu dili konuşabiliyorsa, biz de konuşabiliriz”; öğreniyoruz yani...

Burda fiyatlar nasıl derseniz; ilk geldiğimiz zaman Türkiye’den ucuzdu, ama şimdi AB’den sonra Türkiye’den pahalı. Buraya gelirseniz neler almalısınız? Bir kere yağlı boya resim gibi şeylere meraklı iseniz, Kazimierz Dolny’deki galerileri kaçırmayın: resim konusunda çok iyiler. Onun dışında amber takı tasarımları gerçekten güzel ve buraya özgü. Güney Batı kısmına giderseniz ordan da seramik, cam ya da porselen alın. İçinde yemekle fırında da kullanılabilen, buraya özgü renkler ve desenlerle boyanmış çok güzel seramik kaplar var.











POLONYA, POLONYA HALKI VE POLONYA DİLİ
Lehistan, Lehler ve Lehçe (Mayıs 2005)

• Polonyalı arkadaşlarım bizim fıstıklı baklavayı, helvayı ve lokumu ve deee benim yaptığım börekleri çok seviyorlar; ama zeytini sevmiyorlar. Helva, hem de Türkiye’den ithal geleni, nerdeyse hemen her benzin istasyonunda ve markette var!
• İlginç ama Lehçede bizimkilere benzeyen bir çok yiyecek ismi var: örneğin patlıcan: bakłażan, fasulye: fasola, karpuz: arpuz,... Bu arada bizdeki lahana yemeği olan “kapuska”; burda sebzenin kendisine verilen ad; lahana: kapusta.
• Polonya’da tüketilen turşu: “tatlı”; bizim ağız tadımıza hiç uymuyor. Hipermarketlerde en fazla gördüğüm çeşit te ince kıyılmış, lahana turşusu; açıkta satılıyor: istediğiniz kadar alıp tarttırıyorsunuz. Bu açıkta satma işi, “dondurulmuş” gıdalarda da var.
• Polonya’nın dünyaca meşhur isimleri var; mesela: Kopernik, Marie Curie, Chopin gibi.
• Polonya’ya gelenlerin ve bizim de en çok etkilendiğimiz yer: Nazi kampları. Bu kamplardan özellikle Austwicz (güneyde, Krakow’un batısında) insanı derinden etkiliyor: üzerlerinde tıbbi araştırma yapılan insanlar, bu iş için özel (!) yapılmış fırınlarda yakılan insanlar, özel, insan öldürmek için konulmuş hedef (nişan) yerleri, tel örgüler, kurtarıldıklarında bir deri bir kemik kalmış küçücük çocukların resimleri, herkesin içinde-kapısı açık tuvaletler, samandan ya da ottan yataklar,... Bence dünyadaki herkes buraları mutlaka görmeli: bir insanın başka insanlara karşı ne kadar kötü olabileceğinin kanıtı buralar... Bu günlerde kampların kurtarılmasının 60. yıldönümü anılıyor burda.
• Polonya, kışın oldukça soğuk bir ülke. Bana çok ilginç geliyor: buz gibi soğukta bile insanlar bisikletle işe-eve gidiyorlar; ülkenin düz olması da bunu kolaylaştırıyor olabilir ama gene de çok dayanıklı ve güçlü bir yapıları olmalı. Dışarının aşırı soğuğuna tamamen açık olarak, bisiklet sırtında olabilmek çok kolay olmasa gerek...
• Polonya’da şehirlerarası yollar oldukça dar ve karşıdan gelen şeritle arada orta refüj yok. Oto yol sadece Krakow’dan batıya doğru kısa bir hatta var. Bazen emniyet şeridi de yok.
• Burası bizim gibi Akdeniz ülkelerine göre oldukça “kuzeyde” bir ülke; bu da karakterlerine bariz bir şekilde yansımış; çok sakin insanlar, Akdenizlilerin agresifliği, aceleciliği yok burda. Örneğin, benzinciden benzin alacaksınız; burda benzini koyan bir servis elemanı yok, kendiniz koymak zorundasınız. Diyelim, benzin almaya istasyona girdiniz, pompanın önünde sizden önce birisi varsa; önce benzinini koyuyor, sonra parasını ödüyor, arabasına geri dönüyor, o arada camlarının kirlendiğini farkediyor; camlarını da siliyor. Ama bütün bunları son derece aheste aheste, yavaş yapıyor: yani arkasında bekleyen, o işini bitirince ancak pompanın önüne gelip, benzinini alabilecek olan bir Akdenizliye öyle geliyor; yani diyorsunuz “bu kadar da yavaş yapılmaz ki, acele et biraz hemşerim”: ama tabii böyle diyemiyorsunuz (Lehçem henüz o kadar gelişmedi); siz de sabırla bekliyorsunuz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://banem.yetkinforum.com
 
polonya nasıl bi memleket?işte cevabı:
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
banem :: yönetim :: kurallar-
Buraya geçin: